Dün @felislibrorum‘la birlikte Zorlu Center‘da yeni açılan Eataly‘e uğradık. New York’taki şubesinden nasıl farklı acaba diye dolaşırken içerideki Caffe Illy‘ye oturmaya karar verdik.
Buraya kadar okuduklarınız saf kokoşluk: peki ben bunu size niye anlatıyorum? Çünkü hamileliğim süresince toplasan 3 ya da 4 bardak kahve içmişimdir. Kafeinden uzak durmak adına içtiğim kahvenin decaf (kafeinsiz) olmasına dikkat ediyorum. Hatta kahve içemediğim için bari çayı günde 3-4 bardak içebileyim diyerek aslında çayla karıştırılmış sıcak su içmek suretiyle kendimi kandırıyorum 😛
Velhasıl, her yerde kafeinsiz kahve bulmak mümkün olmasa da bir şekilde idare ediyordum. Bir eksiğim vardı: Türk Kahvesi! Maalesef onu kafeinsiz bulamıyordum işte 🙁
İşte bu yüzden Caffe Illy’nin menüsünde rastladığım “decaf Türk kahvesi”ni görünce nasıl sevindim, nasıl sevindim! Kafamı kaldırınca bir de baktım ki Eataly’nin içinde Selamlique‘ın kendi satış alanı var ve sadece metal kutularda değil, aynı zamanda gözünüzün önünde öğütmek suretiyle taze kahve de satıyorlar. Yani sadece kafede değil, aynı zamanda evde de decaf Türk kahvemi içebilecektim! 🙂
Alışveriş yaparken kafama takıldı? Sahi, nasıl çekirdekleri bozmadan içindeki kafeini çıkarıyorlardı? Ufak bir araştırmayla öğrendim ki, kahve çekirdeklerinden kafeini çekip çıkartmanın kimyasal ve mekanik farklı yöntemleri varmış: Selamlique ise Mountain Water Process denilen doğal bir yöntemle kafeinden arındırılıyormuş.